Başlıklar
İstanbul’da Gezilecek Tarihi Yerler
Ülkemizin göz bebeği, tarihi ve kutsal yerlerin beşiği, büyük medeniyetlere kucak açmış büyüleyici manzaralara, hikâyelere sahip İstanbul’un gez gez bitmeyecek, gezdikçe yeni yerler keşfedecek potansiyel de mutluluk verici bir enerji bulunmaktadır. Birçok kişiye İstanbul karışık ve kalabalık gelse de eminim ki herkes, İstanbul’u dolaşmak eşsiz manzaraları görmek istiyordur. İstanbul’da gezilecek tarihi yerler düşünüldüğünde sayısız yer gelecektir aklınıza. Geçmişten günümüze acılı ya da eğlenceli her türlü olayı bünyesinde barındıran büyük şehrin derinliklerinde mükemmel hisler yakalayabilirsiniz. Eğer İstanbul’da yaşıyorsanız ya da İstanbul’da gezmeyi düşünüyorsanız, mutlaka bulunduğunuz yerin tarihini öğrenmeniz sizi iyi hissettiren en büyük olgudur. İstanbul hakkında geniş ve detaylı bilgiye sahip olmak için hem gezmek hem de tarihi bilgiye sahip olmak oldukça önemlidir.
İstanbul hakkında bir şeyler bilmek, şehre olan hissiyatınızı ve bakış açınızı değiştirecek her adımda farklı anlamlar yüklediğiniz bu güzel şehirde daha kaliteli zaman geçireceksiniz. Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında kalabalık nüfusu sayesinde güzel arkadaşlara, en güzel anlara vesile olan, her geçen gün paylaştıkça çoğalan mutluluklara kapı açan bu büyük şehirde gezmek gerçekten ayrı bir zevk. İstanbul’da gezilecek birçok tarihi mekân var, fakat gezi planı yapmak istiyorsanız, İstanbul’un derin tarihini yakından inceleyerek tarihsel yolculuk tadında güzel bir gezi planlıyorsanız, sizler için seçmiş olduğumuz yerleri de göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederiz.
Sultan Ahmet Meydanı
İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerden birisi de Sultan Ahmet Meydanıdır. Günümüzde farklı ülkelerden gelen turistler direkt olarak Sultan Ahmet Meydanını görmek isterler. Bundan dolayıdır ki; Tur rehberlerinde ilk olarak seçtikleri nokta burasıdır. Aslında Sultan Ahmet Meydanı’nın dinlemeye ve anlatmaya gerçekten değer kıymetli bir hikâyesi bulunur. Sultan Ahmet Meydanı 1204 yılında Latin İstilası sonucunda tam anlamı ile çöküşe geçen bir yapı haline gelir.
Tarihte birçok olay atlatan İstanbul’un bu nadide eser, istila sayesinde büyük oranda yağmalanmakla birlikte, yapının üzerindeki kıymetli parçalar sökülür, İtalya’ya taşınır ve çeşitli amaçlarda kullanılır. İstanbul’da ziyaret edilmesi gereken noktaların başında gelen bu meydanda günümüzde hala görülebilen iki adet dikilitaş bulunur. Bu dikilitaşların hikâyesi M.Ö 1479 – 1425 yıllarında hüküm süren Firavun III. Thutmosis’e kadar dayanır. Dikilitaşların üzerinde farklı motifler, desenler ve hatta resimler oldukça dikkat çeken bir diğer unsurdur.
Kız Kulesi
Kız kulesi, II. Mehmet döneminde yaptırılan, İstanbul’un gözde yapılarından birisidir. Eski dönemlerde yapılan kız kulesi, Osmanlı ve Bizans mimarisine sahip bir yapıdaydı. İstanbul’un olmazsa olmazı, görülmeden dönülmemesi gereken yeri olan kız kulesi, Sultan II. Mahmut tarafından tekrar şekillendirilmiştir.
Geçmiş dönemlerde birçok evrelere ve olaylara şahit olan Kız kulesinin şimdiki hali Sultan II. Mehmet döneminde yapılan halidir. Ziyaretçi akınına uğrayan yerlerden birisi olan kız kulesi, Bizans döneminde gümrük istasyonu olarak kullanılmaktaydı.
Çırağan Sarayı
Tarihte birçok isimle bilinen Çırağan Sarayı, 17. Yüzyılda Kazancıoğlu Bahçeleri olarak bilinmekteydi. Çırağan Sarayı ismini ise, Çırağan şenlikleri olarak bilinen meşale şenliklerinden almaktadır. Günümüze kadar ulaşan ve tarih kokan bu sarayda, taş işçiliğine ait en güzel örnekler yer almaktadır. Geçmiş dönemde önemli toplantılar ve organizasyonlar bu sarayda yapılmaktaydı. Saray içerisinde altın yaldızlı mobilyalar, sedef kalem işleri bulunmaktadır. Sarayın içi oldukça görkemli ve büyük bir görünüme sahiptir. Saray içerisinde yer alan ilk yapıt, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından eşi olan Fatma Sultan’a inşa edilmiştir. 1834 yılında, Sultan II. Mahmut tarafından verilen emir ile, sarayın bulunduğu bölge tekrar yapılandırılmıştır.
Yapılandırma II. Mahmut’un ölümü ile yarım kalmış ve ondan sonra tahta gelecek olan Abdülaziz tarafından tamamlanmıştır. Her bir noktası tıpkı eski dönemlerde yaşıyormuşçasına hissettiren ve gördüğünüzde adeta size o dönemi özleten yerin paha biçilemez kapısı, Vortik Kemhacıyan tarafından yapılmıştır.
Dolmabahçe Sarayı
İstanbul boğazının eşsiz bir parçası olan Dolmabahçe sarayı, mükemmel bir manzaraya sahiptir. İstanbul’un neredeyse tüm tarihini yapısında barındıran ve her dönemin ayrı ayrı izini dokusunda taşıyan bu saray, tarihi gezilerde en çok tercih edilen mekânlardan birisidir. Aynı zamanda bu mekânın tercih edilmesindeki en önemli sebep ise, Osmanlı İmparatorluğuna ev sahipliği yapan yerlerden birisi olmasından kaynaklanmaktadır. Geçmiş dönemde oldukça güçlü ve senelerdir dünyaya hükmeden Osmanlı imparatorluğunun izlerini barındıran Dolmabahçe Sarayı, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Tarihi bir geziye çıkmak istiyorsanız, tercih edeceğiniz noktalardan birisi de Dolmabahçe sarayı olmalı. Dolmabahçe sarayı yapılmadan önce, bu sarayın bulunduğu yer bataklıktı.
Bataklık olması ve rahatsızlık verebilecek dereceye gelmesinin ardından 1800’lü yıllarda sarayın bugünkü yeri doldurulmaya başlandı. Bu yerin doldurulması ile birlikte Padişahların dinlenebileceği bir bahçe ya da yer olarak tanımlandı. Birçok evreden ve aşamadan geçen bu saray, 1855 yılında tamamlanarak, dönem padişahlarının ikame ettiği en değerli yer haline geldi.
Topkapı Sarayı
Saraylar içerisinde gezilmesi gereken ve kesinlikle atlatılmaması gereken yerlerden biriside Topkapı Sarayıdır. İstanbul halkı ve o şehre yabancı olan herkes tarafından genellikle bilinmektedir. Herkesin dilinde olsa da gerçek efsanesi ve gerçek yaşanmışlık hikâyesi belirli bir kesim tarafından bilinir. İstanbul’un fethedilmesinden sonra önemli yere sahip olan bu eserin yapımına 1460 yılında başlanmıştır. İstanbulluların ve dışardan gelen ziyaretçilerin kesinlikle atlamadığı yer olan Topkapı Sarayının inşası 1470 yılında tamamlanmıştır.
Oldukça kıymetli bir değere sahip olan bu saray, 700 bin metrekarelik bir alana sahiptir. Aynı zamanda birçok tarih kitaplarında bu sarayın önemli olmasının sebebi, 400 yıl boyunca Osmanlı imparatorluğunun yönetildiği yer olmasına değinilmiştir. Osmanlı gibi dünyaca ünlü bir imparatorluğun Topkapı sarayında yönetildiğini görmek, tarihe yapılan en büyük ve değerli yolculuk olsa gerek.
Galata Kulesi
Fener kulesi olarak ta bilinen Galata Kulesi, 528 yılında Bizanslılar tarafında inşa edilmiştir. İnşa edildiği tarihten bu yana yangın ya da fırtınaların sebep olduğu hasarlardan dolayı birçok kez yenilenmeye (restore edilmeye) ihtiyaç duyuluyor. Genel olarak birçok kez onarım sürecinden geçen bu yer, fotoğrafçılarında vazgeçilmez mekânlarından birisidir.
Galata kulesi ait fotoğraflar genel olarak sokak aralarından çekilir. Fakat fotoğraf çeken birçok kişi asıl güzelliğin kulede değil, kulede yer alan terasta olduğunu bilmemektedir. Tarih geziniz arasında Galata Kulesi varsa, mutlaka terasını görmenizi tavsiye ederiz. İstanbul’un en çok uğrak noktalarından ve en çok ziyaret edilen noktalarından birisi olan Galata Kulesinin yüksekliği 66,9 metredir. Galata kulesini ziyaret etmek ve terasa çıkmak isterseniz, kule içerisinde bir asansör mevcuttur. Asansör ile bir yere kadar rahat bir şekilde çıkabilirsiniz, fakat son iki katı tırmanmanız için dar merdivenlerin üstesinden gelmeniz gerekiyor.
Galata Kulesine çıkmayı amaçlayan birçok kişi İstanbul’un tüm manzarasını panoramik olarak fotoğraflamak istemektedir. Kulenin en tepesine çıkarak İstanbul’da ve Kulenin çevresinde bulunan eşsiz manzarayı panoramik bir şekilde fotoğraflayabilirsiniz. Aynı zamanda kule içerisinde son katta bir kafe ve restoran bulunmaktadır. Bu kafe ve restoranda tarihsel yolculuk eşliğinde buram buram tarih kokan kahvenizi yudumlayarak anın tadını çıkarabilirsiniz. Kulenin içerisindeki kafe ve restoran belediyeye ait olduğundan dolayı, kule içerisinde alkollü içecekler yasak.
İstanbul Zaman Taşı (Million Taşı)
Greenwich 1932 yılında dünya saatinin başlangıcı kabul edilene kadar İstanbul dünya saatinin başlangıç merkeziydi. Roma döneminden kalan bu kabulle bir yerin uzaklığı ya da mesafesi İstanbul’a göre söylenmekteydi.
Bu kabulde en büyük etken olarak ticaret yollarının İstanbul’dan geçmesi olduğu bilinmektedir. Dünya’da ticaret yapan insanların yolları mutlaka İstanbul’a düşer ya da zaten İstanbul’dan başlardı.
Ayasofya ve Sultanahmet Camisi karşısında yer alan ve etrafı koruma altına alınmış olan Roma dönemine ait taş sütun, İstanbul Zaman Taşı ya da diğer adıyla Million Taşı olarak bilinmektedir.
İstanbul’da Görülecek Yerler
- İstanbul Müzeleri : Türkiye’nin En Değerli Eserlerin Olduğu Müzeler
- Sultangazi Gezilecek Yerler | Sultangazi’nin En Güzel Yerleri
- Bahçelievler Gezilecek Yerler
- Ümraniye Gezilecek Yerler
- Küçükçekmece Gezilecek Yerler Listesi !
- Bağcılar Gezilecek Yerler
- Esenyurt Gezilecek Yerler Listesi
- Pendik Gezilecek Yerler Listesi
- İstanbul Anadolu Yakası Gezilecek Yerler
- İstanbul Avrupa Yakası Gezilecek Yerler
- Kadıköy Gezilecek Yerler
İstanbul’da Gezilecek Yerler Rota Haritası
Bu yerler ve daha fazlasıyla ilgili Reisendergeist adlı Almanca bir seyahat bloğunun yayınladığı etkileşimli haritaya aşağıdan ulaşabilirsiniz.
1 Yorum
Thank you very much for the information, İstanbul is the best city of world I think…