Avanos Gezilecek Yerler

Avanos, Nevşehir’in Türkiye’nin Kızılırmak Nehri’nin iki yakasına kurulmuş bir bölgesidir. Nevşehir’e 18 km uzaklıkta bulunan Avanos, gezilecek yerler özellikle ilçenin yaratıcı kalbi olarak biliniyor. Jeolojik alanlarındaki toprak topraklar, buradaki olayların ve seramiğin gelişmesinde bir unsur olmuştur. Her şey düşünüldü; Eski zamanlarda Avanos’ta seramik yapmayı en ufak bir fikri olmayan kişilere genç bir hanım bile verilmezdi.

Kapak dokumacılığı, şarap yapımı ve diğer birçok yaratıcı topluluk, yakınlardaki ve tanıdık olmayan gezginlerin ziyaret ettiği bir bölgedir. Kapadokya gezisi planlıyorsanız Avanos’a uğramalısınız. Buradaki tarihî yapıları görmeli, eski Avanos evleri arasında dolaşmalı ve mutlaka seramik kebabını yemelisiniz.

Avanos Tarihi

Avanos, kurulduğu günden bu yana sayısız medeniyet kuruluşuna yardımcı olmuştur. Hitit, Frig, Pers, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izlerini taşıyan Avanos, sosyal ve tescilli tasarımlar kadar son derece zengindir.

Antikacılar tarafından yapılan araştırmalar sonucu Hititler zamanında “Zuwinasa”, Asurlular zamanında “Nenansa”, Bizanslılar zamanında “Venessa” ve Selçuklular zamanında “Evenüs” olarak biliniyordu. Osmanlı zamanında “Üvenez, Evenez, Avanoz” olarak adlandırılmıştır. Uzun bir süre sonra, daha kolay söylendiği için Avanos adını aldı. Avanos’un Selçuklu zaman diliminde “Evenuz” olarak sınıflandırılmasının olağanüstü önemi vardır.

Sözcüğü o noktada kullanılan dilin gösterdiği gibi incelediğimizde, “Evani” mutfakta kullanılan tutucuyu, kırılmayı ifade eder. “Evenü” adı çanak çömleğin yapıldığı yerdir ve “Evani-öz, Even-oz” olarak geliştirilmiş ve “Evenü” adını almıştır. Bu itibarla Selçuklu döneminde kullanılan “Evenuz” adı, çanak çömlek, kaçakçılık ve mutfak eşyası yapan bir kasabayı ifade etmektedir. Osmanlı Devleti de Selçukluların kullandığı bu isimle motive olmuş ve “Avanos” olarak günümüze gelmesine öncülük etmişlerdir.

Avanos mahallinde kayıtlı kalıntılara göz attığımız noktada, kuruluşunun anlaşılmasını sağlayan dönemin Selçuklu zaman dilimi olduğunu görebiliriz. 1202 yılında dönemin kralı Alaaddin Keykubat’ın camisi, yörenin kayda değer başlıca simge yapıları arasında bilinmektedir. Özgün yapı 1956 yılında yeniden kurulmuş ve varlığını sürdürmektedir. Avanos 1888’de Kırşehir’e bağlandı. 1954’te Nevşehir’in alan haline gelmesiyle Nevşehir’e bağlandı. Avanos, Kapadokya’da gezilecek yerler arasında muhtemelen en çok tercih edilen otantik ve yaratıcı bölgedir.

Paşabağ – Rahipler Vadisi

Paşabağ ya da daha az bilindiği gibi Rahipler Vadisi, dönemin Hıristiyan pastoralliği tarafından bir geri çekilme ve sigorta konumu olarak kullanılmıştır. Düzenli bir tasarım ve doğaüstü bir uyumla kendini dünyadan soyutlamaya çalışan kilisenin neden tasvir edilemediğini anlamamız yeterli. Paşabağ, düzenli yapısını oldukça uzun bir süre koruyan son derece dikkat çekici kapalı peri bacalarına ev sahipliği yapmaktadır. Kapadokya’yı ziyaret etmeyen, yerli ve yabancı gezginler tarafından en çok tercih edilen semtler arasında yer aldığı anlaşılmaktadır.

Kapadokya ile ilgili internette arama yaptığınızda gördüğünüz pixie şöminelerin büyük bir kısmı Paşabağ Vadisi ile birlikte yer alıyor. Vadi son derece geniş bir alana sahiptir. Bu nedenle ilçeye girişte turistler kalınlık yapsa da vadideki kalınlık azalmaktadır. Paşabağ’ı veya Rahipler Vadisi’ni tam olarak görmek için gerçekten biraz yukarı yamaçlara doğru yürümek zorunda kalabilirsiniz.

Zelve Vadisi – Zelve Açık Hava Müzesi

Avanos’a 5 km uzaklıkta bulunan Zelve Vadisi, Hristiyan dünyası için hayati bir tarihe sahip olan Kapadokya yöresinin muhtemelen en köklü yerleşim yeridir. Zelve vadisinde çok sayıda revak ve kutsal mekan bulunmaktadır. Hristiyanlığın dünyaya Zelve Vadisi’nden yayıldığı söyleniyor. Bu nedenle Zelve Vadisi Hristiyanlar için hayati öneme sahiptir. Yöreye bakıldığında, buralarda uzun süredir Hristiyanların yaşadığı görülüyor.

1950 yılına kadar kasaba olarak kullanılan Zelve Vadisi, daha sonra Zelve Köyü tarafından yakınına taşınmıştır. Vadideki birkaç odağın girmesine izin verilmiyor. Bunun gerekçesi, uzun vadede vadinin belirli bölümlerinde meydana gelen yok oluştan kaynaklanmaktadır. Ancak izin verilen noktalar bile ilginizi çekecek noktaya gelecek. Bu nokta son derece gizemli ve çeşitli bir havaya sahiptir.

Çavuşin

Göreme’ye 2 km uzaklıktaki Çavuşin, Kapadokya’nın belki de en eski yerleşim yeridir. Avanos caddesi üzerinde yer alan Çavuşin, Hristiyan dünyası için önemli olan çok sayıda kayıtlı ibadethane içermektedir. Yörede en muntazam konuma sahip olan Vaftizci Yahya Kilisesi, bunlar arasında en dikkat çekenidir. Türkler daha sonra 1071 Malazgirt Savaşı’nda yöreye gelerek yeni kervansaraylar, camiler ve mezar odaları yaptırdılar. Ancak bu gelişmeler aşk fırsatını engellemedi. Uzun bir süre Müslümanlar ve Hıristiyanlar dinlerini açıkça cilaladılar ve uyum ve uyum içinde yaşadılar.

Çavuşin’de bulunan önemeli kiliseler şunlardır;

• Çavuşin Kilisesi
• Üç haçlı Kilise
• Aziz Paul Kilisesi
• Vaftizci Yahya Kilisesi

Çavuşin’in Hristiyanlar ve dervişler için hayati bir teşviki olduğu için burada birçok şapel çalıştı. Kapadokya ziyaretiniz sırasında Çavuşin’e kesinlikle gelmenizi ve bu özel mükemmelliği görmeniz tavsiye edilir.

Özkonak Yeraltı Şehri

Özkonak Yeraltı Şehri, Avanos’a 14 km uzaklıkta bulunur. Tüf tabakasının genellikle istisnai olduğu İdiş Dağı’nın kuzey yamaçlarına dayanır. Özkonak Yeraltı Şehri’ni ilk başta dönemin bireyleri sıcaktan ve soğuktan korunmak için üretmiş olsalar da bir süre sonra bireyler haydutlardan ve savaşlardan korunmak için daha da ileri gittiler. Açıkçası, nüfusun artmasıyla birlikte yeraltı şehri son derece büyük bir bölgeye ve derinliğe yayıldı.

Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı kentsel alanlarının aksine, katmanlar arasında yazışma için çok sayıda dar ve uzun açıklıklar vardır. Geçide geçişleri önlemek için tigraz adı verilen çok sayıda taş giriş yolu kullanıldı. Özkonak Yeraltı Şehri’nde hiç farklı kentsel alanlar gibi değil, bu giriş yollarına açıklıklar yapıldı. Bu açıklıklar, saldırganların kapılara geldiklerinde üzerine kızgın yağ dökmek ve saldırganları sürgü, tırtıl gibi cihazlarla tepki vererek geri püskürtmek içindir.

Özkonak Yeraltı Şehri henüz tamamen ziyarete açılmadı. Belirli yerlerde temizlik çalışmaları devam etmektedir. Her halükarda, şu anda ziyaret edilebilecek bölümler bile bu noktanın büyülü ruhuyla karşılaşmanıza olanak tanır.

Özkonak Belha Kilise Manastırı

Belha Manastırı Avanos ilçesine 15 km uzaklıkta bulunur. Adını önemli bir kısmının ilginç bir şekilde duyduğu dini cemaat, gerçekten inanılmaz bir öneme sahip. Burada ilginç bir şekilde, Hıristiyanların temel katı gösteren tasvirlerinin verildiği ifade edilmektedir. Ayrıca hazırlık için genç bayanlar ve genç erkekler için ayrı mekanlar çalışılmıştır. Belha Manastırı, Kapadokya’yı ziyarete gelen turistler tarafından pek dikkat çekici değildir.

Bunun temel açıklamalarından biri, ilçede çok sayıda turistik yer bulunması ve bu manastıra bölgesel seyahat endüstrisi uzmanları tarafından hak ettiği değerin verilmemesidir. Belha Manastırı’ndaki 12 derecelik odanın beyin ağrıları, baş ağrısı, öksürük, bronşit gibi rahatsızlıklara iyi gelmesi çok şaşırtıcı. Yıllara meydan okuyan manastır, umursamazlık ve hırs yüzünden tonlarca zarar görmüş. 1997 yılında yapılan ıslah çalışmaları ile manastırın sağlamlığı oldukça garantilenmiştir.

Çeç Tümülüsü ve Lahit Mezar

Çeç Höyük, Avanos ilçesine 18 km uzaklıkta bulundu. Ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmiyor ve Kapadokya bölgesinin en şaşırtıcı tümülüsüdür. Bir efendinin olduğu bir mezar odası olduğu söylenir. Her ne olursa olsun, bu noktada herhangi bir otorite araştırması yapılmadığından, bu kalan kısımlar sadece konuşur. Tümülüsler genellikle lordların veya aristokratların adlarının altındaydı. Tümülüsler, yöneticilerin ya da aristokratların kovayı tekmelediklerinde kaynaklarıyla örtüldüğü ve üzerine muazzam bir eğimin dayandığı gibi görünüyor. Çeç Tümülüsü’nün yüksekliği 32 metreye ulaşıyor.

Avanos Tahta köprü

Tahta Köprüsü, sizi gençlik yıllarınıza götürecek ve Avanos ziyaretiniz sırasında sizi kendine bağlayacak belki de en mükemmel noktalardan biridir. 1973 yılında yapımına başlanan Ahşap Köprü, 1994 yılında onarılarak bugünkü haline kavuşmuştur. Türkiye’nin ikinci mühendislik üst geçidi olması bekleniyor. Uzantının desteği görmezden gelirken etkileme şekli, aktivite ve deneyime neden olur. Tahta Köprü’ye geldiğiniz noktada, bu etkileme hissiyle daha fazla karşılaşmak için farklı taraflar arasında gidip gelen birçok insan görebilirsiniz.

Meskendir Vadisi

Meskendir Vadisi tırmanış patikası sevenlere inanılmaz bir hava veriyor. Vadiye dalma, son derece dik bir bölge kullanılarak üretilir. Vadiye indikten sonra etrafınızda göreceğiniz sergiler, peri bacaları, pasajlar ve bitki türleri gezinizi keyifli hale getirecektir. Vadinin uzunluğu 4400 metreyi bulur. Yürüyüş esnasında Meskendir Kilisesi’ne uğramayı unutmayın. Vadiye dalmadan önce manzarayı önünüzde görmenizi tavsiye ederim. Meskendir Vadisi’ne ulaşmak için Göreme-Ortahisar caddesini takip edebilirsiniz.

Güray Müze

Güray Müzesi, dünyanın tek yer altı sanat tarihi merkezidir. Avanos’ta uzun süredir devam eden keramik ve kil kültürünü dünyaya en iyi yansıtan önemli sergi salonlarımızdan biridir. Yerin 20 metre altında bulunan tarihi merkez, 1600 metrekarelik bir alana sahip. Sunum lobileri, sosyal eylem bölgeleri, teşhir koridorları ve diğer yardım yapıları son derece planlanmış ve son teknoloji bir şekilde inşa edilmiştir. Kapadokya ziyaretiniz sırasında dünyanın ilk seramik galerisini mutlaka ziyaret etmenizi öneriyor, son derece eski zanaat kültürünü kendi gözlerinizle görmenizi tavsiye ediyorum.

Avanos Saç Müzesi

Avanos Saç Müzesi, 1979 yılında seramik ustası Garip Körükçü tarafından kurulmuştur. ABCNews.com tarafından yayınlanan habere göre, dünyanın en ilgi çekici 15 galerisi arasında altıncı sırada yer alıyor. Saç Müzesi fikri, Kapadokya’yı ziyaret etmeyen kişilerin” Galeride saçımız bulunmalı” diyerek saçlarını bukle yapmaları ile gelişir. Yakın zamana kadar, toplamda 17.000’e yakın saç teli bulunur. Galeriye saç teli veren bayanlar hediye sırasında saç tellerinin üzerine fotoğraf veya numara gibi bir kağıt parçası bırakırlar. Galip Bey ise yine bu saç tellerinden 20 kişiyi gelişigüzel koparır ve sürekli Kapadokya’da bulundurur. Tüm masraflar Saç Müzesi tarafından karşılanıyor ve galeriye saç veren bayanlar için harika bir işarettir.