Başlıklar
Çiftlikköy Gezilecek Yerler
Yalova Çiftlikköy gezilecek yerler ilçe topraklarının kıyılara, deniz kıyıları ve kamplarının bulunduğu yerdir. Alanın sahil kısmı düz, huysuz ve olgun bir arazidir. Kıyıdan biraz uzaklaştıkça, çığlara sıkça rastlanan kurumuş kısımlar artıyor. Bölgenin farklı noktalarında olduğu gibi burada da kesme çiçek sektörü üst düzey bir aşamadadır. Süslü bitkiler, günümüz fidanlıklarında ve büyük ve küçük işletmelerde doldurulur. Karanfil oluşumu özellikle yüksektir. Sahil caddesi çevresinde çok sayıda bistro, bar, çay bahçesi ve restoran bulunmaktadır. Aynı şekilde geceleri de bu sokakta hediye satan stantlar var. Özellikle hafta sonlarında sahil caddesi ve halk plaj tarafı çok kalabalık oluyor.
Tarihi
1097’de Birinci Haçlı Seferi sırasında Latin silahlı kuvvetlerinin bir kısmı buradan geçti. 1146’da birkaç Hıristiyan işçi Pylai şehrini dinlendi. Ayrıca: 93 ihtilafından sonra Bulgaristan’ın Şumlu kasabasından gelenler ve 1923 yılında Kafkasya’dan göç edenler buraya yerleşmişlerdir. Lokalde: Karanlık kilisenin kalıntıları ve Helenopolis’in kalıntıları bulunur. Helenopolis şehri, Romalı baş Konstantin’in annesi Helena’nın gebe kaldığı ve onun adının verildiği yer olarak önem kazanır. Çiftlikköy’ün adı 1932 yılında Atatürk tarafından verilmiştir. Eski adı “Kadı Çiftliği”dir. Atatürk’ün kahve içmek ve bir süre dinlenmek için geldiği ev güvence altındadır. Çiftlikköy, 1995 yılında yerel statüye kavuşmuştur.
Taş Köprü
Taşköprü beldesi, Köyaltı mevkiindedir. Uzatma taş malzemeden yapılmıştır. Üç eğrisi vardır. Merkezde devasa bir sivri eğri var. Bu eğrinin her iki tarafında küçük bir yuvarlak eğri açılmıştır. İskele ortadan kalkmıştır.
Gacık Köyü Hamamı
Yapı tek katlı olup işçiliğe sahiptir. İki bölümden oluşmaktadır. Hamamın girişinde küçük bir yer var. Her noktada üç kase var. Tonozlar dıştan bakıldığında sekizgen kasnağa oturmaktadır. Üst kapakta lamba yani aydınlatma penceresi bulunmaktadır. İç tonoz formlu örtünün kasnak kısımları sivri kıvrımlarla iyileştirilmiştir. Yapının ıslahı devam ediyor.
Kara Kilise
Yalova ilçe merkezinin 3 km doğusunda, Çiftlikköy mevkiinde, Başkent 1. Sahil Sitesi’nde yer almaktadır. Kişiler arasında ve kayıtlarda “Karanlık Kilise” olarak anılır. Yapı MS altıncı yüzyılda duş, sekizinci ve dokuzuncu yüzyıllarda ise kilise olarak kullanılmıştır. Narteks ve apsis tasarıma sonradan eklenmiştir.
Bir kez daha, bazı kaynaklarda, Kara Kilise’nin bir Roma su mühendisliği olduğunu, Bizans zaman diliminde bir kiliseye dönüştürüldüğünü ve kapalı bir Yunan Haçı düzenlemesi olduğunu gösteren birkaç kaynak olmasına rağmen, bir apsisin eksikliği ile dikkate alınmaktadır. Son derece normal bir Bizans tasarımı türüdür.
Sıradan ibadet yerlerinden farklı: Kuzey-güney göbeğinde yer alan Kara Kilise, kuzey-güney yönünde 13 metre, doğu-batı yönünde ise 10 metre uzunluğundadır. Pivot kalınlığı 5.50 metredir. Yapı bloklardan yapılmıştır. Kasası ve kıvrımları kusursuz durmuştur. Haçın doğu ve batı kollarının güneyinde köşe odaları bulunmaktadır.
Doğu odasının doğuya, haçın doğu koluna ve naosa açılan üç girişi vardır. Batı odasının batıya açılan girişleri ve haçın batı kolu vardır. Analistler, doğu odasının, örneğin örf ve nazırların görevlendirilmesi, sınır dışı edilmesi ve dışa açılması nedeniyle göksel yağ uygulanması gibi amaçlarla, batı odasının ise bazı kutsal eşyaları kurtarmak için kullanıldığını söylüyorlar. Kuzey kolu: Göbeğinin iki yanında izin açıklıkları vardır. 5.50 metre ölçülerindeki kemer, 8 pencereli bir kasnak üzerindedir. Her durumda, kemerin en yüksek noktası açıktır.
Karanlık kilisenin bulunduğu bölge, Bizans döneminde Pylai olarak bilinen bir yerleşim yeriydi. Deniz çevresinde, dönemin ileri gelenlerinin yazlık kraliyet konutları vardır. MS dördüncü yüzyıldan beri varlığı bilinen Palya, en büyük günlerini onbirinci ve onikinci yüzyıllarda yaşadı. Bugün Başkent 1 Sahil Sitesi’nin hemen batısında Huzur, Büşra ve Beste Sahil Siteleri’nden önce denize yakın eski bir liman, bazı su kanalı bölümleri ve tahribatlar görülmelidir. Karanlık kilisenin çevresinde, bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen çok sayıda stel ortaya çıkarıldı.
Kabaklı Camii-Muratağa Camii
Üzeri kiremit çatı ile örtülüdür. Dışı mozaik döşenmiştir. Kuzeybatı köşesinde kesme taştan bir minaresi vardır. Daha sonra caminin girişinde yer alan gravür, geliştirme tarihi olarak 1897 olarak oluşturulmuştur.
Dikdörtgen planlı caminin mihrap ve kürsüsü matematiksel ve doğal desenli çini levhalarla kaplanmıştır. Mihrap ve podyumun yakın zamanda mermerden yapıldığı anlaşılmaktadır. Mihrapta beste kemerleri bulunmaktadır. Ahşap bir çatıya sahiptir. Camiye son toplanma yeri sonradan eklenmiştir.